21 Eylül 2025 Pazar
Bir AVM' nin içindeyim. Arkadaşımı bekliyorum. En üst kattaki korkuluklara yanaşıp, büyük galeri boşluğundan alt kattakileri izliyorum. Benim gibi korkuluklara yaslanmış onlarca kişi var. Hepsi elindeki telefonların da bir şeyler yapıyorlar. Koltuklarda oturanlara bakıyorum. Bir anne bir çocuk, onlarında dikkati telefonlarında. Yaşlı bir kadın. Telefonunu gözüne yaklaştırmış, bir şeyler okumaya çalışıyor. 20-22 yaşlarında spor mağazasının önündeki iki genç de ellerindeki telefonlarında pür dikkat bir şeye bakıyorlar. Muhtemelen vitrindeki basketbol topunun fiyatını internettekiyle karşılaştırıyorlar. Ben de cebimden telefonu çıkarıp, saate bakıyorum. Arkadaşım gecikti.
Aklıma geçen gün okuduğum Tomris Uyar' ın Gündökümü adlı kitabından bir bölüm geliyor. O zamanlar ne cep telefonu var ne internet. Hiçbiri icat edilmemiş.
26 MartHavanın yüzü nasıl asık! Yine de bahçe duvarlarına sıralanan gençlerin sayısında bir azalma olmadı. Bizim buralar, bu yığma semtler, "tepkisizler"le dolu. Bütün gün oturuyorlar; ya bahçe duvarlarında, ya özel arabaların içinde. Kapılar açık, müzik dinliyorlar. Bacaklarını sallıyorlar ağır ağır. Koşmak, kızmak, konuşurken el-kol sallamak gibi doğal tepkilerden yoksunlar. Durumlarından hoşnutlar mı, birşeye mi öfkeleniyorlar, ilgi çekmek mi istiyorlar, anlaşılmıyor. Zaten en sık kullandıkları sözcük: "Fark etmez". "Boşver", "Boşvermişim Dünyaya", "Varsın Yansın Dünya", "Sev Kardeşim" gibi şarkılar bu gençler için yazılıyor, şampuan ve krem reklamları onlara sesleniyor. Oturuyorlar, kat kat giyinip kumaş ve yün tüketiyorlar.· Amerikan sigarası, o yoksa, sizin içtiğiniz herhangi bir sigara. Arasıra güldükleri oluyor, yalnız kendi aralarında önceden kararlaştırdıkları şakalara. Kolaylık adına herhalde. Kızlar uzun saçlı, ince, çatısız. "Dilerseniz", "Çok çok mersi", "katkıda bulunmak" gibi TV sözcükleriyle konuşuyorlar. Erkeklerse, kadınsı: yaylanan kaşlar, yumuşak ses, daracık omuzlar.
Not. İlk görsel copilot tarafından üretilmiştir.


0 Yorum:
Yorum Gönder