Küçüklüğümden beri hafızama çok güvenirim. Özellikle yön ve yer hafızama. Çok ilginç değil mi; hafıza deyince aklımıza zeka gelmekte çoğu zaman. Hafızası kuvvetli olan insanların zeki olduğunu düşünürüz. Benim yön ve yer hafızam kuvvetli ama kişi hafızam o kadar kuvvetli değildir. Mesela üniversite yıllarımı çok hatırlamam ama o yıllarda gittiğim evleri, yerleri, dükkanları, hemen hatırlarım sanki dün gitmiş gibi ama bir çok olay hafızamdan silinmiş gitmiş. Çocukluk anılarımı da çok hatırlamam. Aslında şimdi daha çok fark ettim. Geçmişteki birçok anımı hafızamdan silmiş gitmişim.
Okul yıllarımda, Richard Bach' ın bir kitabını okurken gece yatağının hemen ucunda not defteri ile uyuduğunu okumuştum. Ne gereksiz diye düşündüm. Sabah kalkınca ben hatırlarım, niye hatırlamayayım ki diye düşünürdüm.
Daha sonraları birçok yazar ve şairin hatta bilim adamlarının, küçük not defterleri ile dolaştığını öğrendim.
Şimdilerde işler daha kolay, yanımızda milyonlarca kelimeyi yazacak hatta ses olarak ve hatta video olarak kaydedecek akıllı telefonlar mevcut.
Ama tüm bunlara rağmen yanımda taşıyacağım küçük bir not defteri edinmem gerektiğine karar verdim.
Geçenlerde yazdığım küçük hikayeleri birleştirip, onları bir kitap haline dönüştürme kararı aldım. Blogumda hikayeler yazarken de aklıma birçok hikaye geliyor daha sonrasında ise aklımdan geçirdiğim hikayelerin detaylarını tam olarak hatırlayamıyorum. Hele kitap yazma fikrinden sonra, çok fazla fikirler aklımda uçuşuyor ama daha sonrasında yeni fikirler eskilerini örtüyor ve hatırlamama izin vermiyor.
Bu yüzden küçük bir not defteri edinmemin iyi olacağını düşündüm.
Bu yüzden küçük bir not defteri edinmemin iyi olacağını düşündüm.
Önder Güngör / Ankara /
0 Yorum:
Yorum Gönder